
Eylül 27 gecesi İstanbul’dan
Memlekete tatile gidiyordum.Otobüs Eskişehir yakınlarında mola verdi.Bir bardak çay
içmek için otobüsden indim.Gözüm açık olan televizyona takıldı.Bizden
bahsediyordu, ultrAslan diyordu spiker.Sonra o alt yazıyı okudum.ALPASLAN
DİKMEN HAYATINI KAYBETTİ…
Öylece kalakaldım.Çayım
soğudu.iştahım kaçtı.Sadece oturdum ve öylece çevreme baktım.Bu olamazdı.Doğru
olamazdı.Yoksa gerçekten bizi bırakmışmıydı Alpaslan abi.Gözlerimle görmeliydim.Sonra gözlerden akan yaş beni acı
gerceye inandırdı.Eve gittiğimde babam “Alpaslan abin ölmüş oğlum”dedi.Biliyorum
demeye dilim varmadı babama.Meğer ne çok severmişiz be abi.
Seni ilk tanıdığım o gün geldi
aklıma.Hani fenerlileri dayak yemekten kurtarmıştın ya,sonrada bizim çoçuklara
çıkışmıştın.Kim bu adam dedim yanımda ki arkadaşıma…”Tanımıyormusun
oğlum,Alpaslan dikmen o.”İşte o gün seni tanımak istedim”.Biraz
ürkek,yarımyamalak bi cesaretle yanına yaklaştım.
-Abi nasılsı?Ben Alişan.Kasımpaşadan
geldik maça..
-Kardeşim hoş geldiniz.iyiyiz çok
şükür sen nasılsın?dedi.Üzerimdeki korku tamamen gitti.Ancak Alpaslan abi hala
sinirli görünüyordu.Muhabbetimiz uzadıkça yumuşadı.Mithat abide araya girdikçe
biraz önceki sıkıntılı hava tamamen dağıldı.Vedalaşırken bir sıkıntımız olursa.Mithat ağabeymin ilgileneceğini söyledi ve gitti…
Gitmeseydin be abi.Sensiz hep bir
yanımız eksik kaldı.Sensiz hep yarım çıkıyor sesimiz.Kardeşlerine kızma
abi!Olmuyor sensiz işte.Nasıl sevdirdin kendini kardeşlerine.Bir yanımızı mezara
gömdük seninle.
Üzülme abi dostların hep seni
düşünüyor.Unutmuyorlar seni.Unutmayacağız…